Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | gülmekten kırılmak | burst out laughing f. | ||
It was such a nice joke that everybody burst out laughing. O kadar güzel bir fıkraydı ki herkes gülmekten kırıldı. More Sentences |
||||
Genel | gülmekten kırılmak | laugh oneself silly i. | ||
Genel | gülmekten kırılmak | split one's sides f. | ||
Genel | gülmekten kırılmak | be in fits of laughter f. | ||
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | gülmekten kırılmak | laugh yourself silly f. | ||
Konuşma Dili | gülmekten kırılmak | kill (oneself) laughing f. | ||
Idioms | ||||
Deyim | gülmekten kırılmak | fall about the place (laughing) f. | ||
Deyim | gülmekten kırılmak | fall about f. | ||
Deyim | gülmekten kırılmak | split one's sides f. | ||
Deyim | gülmekten kırılmak | be in stitches f. | ||
Deyim | gülmekten kırılmak | be in fits f. | ||
Deyim | gülmekten kırılmak | be laughing one's head off f. | ||
Deyim | gülmekten kırılmak | split sides f. | ||
Deyim | gülmekten kırılmak | split your sides f. | ||
Slang | ||||
Argo | gülmekten kırılmak | split a gut f. | ||
Argo | gülmekten kırılmak | split one's gut f. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | (bir şeyden, gülmekten, kahkahadan) kırılmak | howl with (something) f. |
Idioms | ||
Deyim | gülmekten kırılmak/çatlamak | be laughing in the aisles f. |
Deyim | gülmekten kırılmak (tiyatrodaki izleyiciler) | roll in the aisles f. |